Türkiye Neden Eurofighter Typhoon Alıyor?

 


Kaan 2028

Hürjet 2026

Anka 3 ve Bayraktar Kızılelma 2025 yılında envantere girecek.


Ayrıca 250 civarında F-16’mız var. 


Peki neden Eurofighter Typhoon alıyoruz?

Eğer sizde bu soruyu soruyorsanız doğru videodasınız demektir. 


O zaman başlayalım. 


Videoya geçmeden önce içeriğimizi beğenerek kanala abone olmayı unutmayın değerli arkadaşlar desteğinize ihtiyacımız var. 


Planlamaya göre Kaan 2028 yılında envantere girecek ve yılda en fazla 20 adet Kaan üretileceği tahmin ediliyor. Ayrıca ilk üretilecek uçakların yazılımı milli olsa da ABD’nin F-16’larda kullandığı F-110 moturu ile uçacak. Aslında TUSAŞ bu moturu kendi imkanları dahilinde üretebiliyor. Fakat Amerika’nın lisansına ihtiyacımız var. Yani ABD bizi F-35 savaş uçağı projesinden çıkardığı gibi size bu motorların lisansını vermiyorum diyebilir mi pekala diyebilir. 

Peki bizim yerli motor projemize ne oldu diye soruyorsanız? Cevaben yerli motorla üretilecek ilk Kaan’lar 2032 yılında envantere girecek diyebilirim.

Yani TUSAŞ’ın bu planlaması gerçekleşmiş olsa dahi hava sahamızı tam manasıyla emanet edeceğimiz operasyonel kabiliyete sahip Kaan filosunu oluşturmak için minimum 8-10 yıla ihtiyacımız var ki bu tarz büyük projelerde gecikme olabilir. Gecikme olmasıda gayet normaldir. 


Bu da demek oluyor ki Kaan her ne kadar milli gururumuz olsa da mevcut F-16’lar yerine semalarda olması için zamana ihtiyacı var. İşte o yüzden Türkiye Eurofighter’a yöneldi diyelim ve diğer seçenek olan Hürjet’e geçelim.


Hürjet, Türk Hava Kuvvetleri’nin eğitim ve hafif taarruz ihtiyacı için TUSAŞ tarafından geliştirilen yerli ve milli uçak projesidir. 2026 yılında envantere girecek olan Hürjet, F-16’ya, alınırsa Eurofighter Typhoon’a veya envantere girdiğinde Kaan’ı kullanmadan önce pilotların gerekli yeterliliğe sahip olmak için kullanacağı uçaktır. Türkiye bu kısımda şimdiye kadar ABD’nin T-38 uçaklarını kullandı. Ayrıyeten Türk Yıldızları olarak bilinen gösteri uçuşlarında da yine Amerika yapımı F-5’ler kullanıldı.

Hürjet envantere girdiğinde ABD’nin hüküm sürdüğü bu alanları millileştirecek. 


İlk envantere girdiğinde ABD ürünü F-404 motorunu kullanacak olan Hürjet’in motoru daha sonra milliştirilecek.


Hürjet, her ne kadar hafif taarruz ve eğitim uçağı olsada, 

2721 kg faydalı yük kapasitesi, 2222 km uçuş menzili ve azami 1.4 Mach seyir hızı yani ses hızı üstü süratiyle Hava Kuvvetleri’nin elini bir çok alanda güçlendirecek. Şöyle ki Hürjet, başta kuzey Irak olmak üzere birçok bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri’ne taarruz ve yakın hava desteği sağlamak için F-16’ların kullanılmasına gerek olmayan yerlerde Hürjet kullanılabilecek. Üzerine takılacak olan AESA Murad burun radarı ile küçük çaplı bir F-16’ya dönüşecek olan Hürjet, F-16’nın yaptığı görevlerin masrafını 5’te 1’e düşürecek. 

Hürjet’in tüm bu özellikleri hem ekonomik hemde askeri alanda Türkiye’nin elini güçlendirecek olsada tabloya tarafsız gözle bakarsak Hürjet bir eğitim ve hafif taarruz uçağı. Yani bir blok 70 serisi F-16 veya Eurofighter Typhoon değil. O yüzden Hürjet, Türkiye’nin artan bölgesel tehditlerini tam manasıyla karşılayamaz diyerek buraya da bir nokta koyalım ve İnsanız platformlar olan Anka-3 ve Bayraktar Kızılelma’ya geçelim.


Dünyadaki insanlı savaş uçakları nesillerine göre kategorize ediliyor. İnsansız savaş uçakları için ise böyle bir gruplama yok. Çünkü yeni bir teknoloji. İnsansız savaş uçakları için dünyanın genel kanaati 5.nesil insanlı savaş uçaklarından sonra gelişen teknolojiyle 6.nesilin tamamen insansız olması. 


Yani şuan hiç bir ülke semalarını tamamen insansız uçaklara teslim etmeye hazır değil. Dolayısıyla Türkiye’nin jet motorlu savaş uçakları olan Anka-3 ve Bayraktar Kızılelma envanterde olsa bile artık ne F-16’ya ne de Eurofighter Typhoon’a ihtiyacımız kaldı diyemeyiz. Anka-3 ve Bayraktar Kızılelme hava kuvvetlerimizin caydırıcı gücünü arttıracağı, operasyonel çeşitlilik sağlayacağı, veya insansız platformlar olduğu için tehlikeli görevlerde kullanımının daha rahat olacağı doğru. Fakat hava gücümüzün tamamını insansız savaş uçağı konseptine teslim etmek için daha erken. Hem Türkiye’nin hemde dünyanın bu konuda kat edeceği çok mesafe var diyelim ve Son olarak elimizde 250 civarı F-16 varken neden Eurofighter alıyoruz? Sorusunu cevaplayarak videoyu bitirelim.


Türkiye’nin elindeki F-16’lar blok 30, blok 40 ve blok 50 serisi. Yani bu uçaklar litaratürde 4. nesil olarak olarak geçiyor. Türkiye mevcut F-16’larının blok 70 serine yani 4.5 nesile çıkarmak için ABD ile anlaşmıştı ve bu anlaşma da 40 adet yeni blok 70 serisi uçak almayıda kapsıyordu. Fakat hala bir daha bir somut adım atılmadı. Amerika bu konuda sesizleri oynuyor. 


İşte Türkiye’de eskiyen savaş uçağı filosunu bir an önce yenilemek için az önce konuştuğumuz milli çözümler tam manasıyla olgunlaşıncaya kadar mecburen Eurofigther’a yöneldi. 


Evet arkadaşlar sonuç olarak videoyu kısaca özetlersek, 

Milli gururumuz 5. nesil savaş uçağı olan Kaan, yerli motoruyla envantere girene kadar ara çözüm olarak ister blok 70 serisi F-16, ister Eurofighter Typhoon olsun ihtiyaçlarımız doğrultusunda satın almak en isabetli karar olur.

Hafif taarruz ve eğitim uçağı olan Hürjet, insansız platformlar olan Anka-3 ve Bayraktar Kızılelma henüz 5.nesil savaş uçağı konseptine uzak oldukları için bunları ne Eurofighter Typhoon ile ne de blok 70 serisi F-16 ile kıyaslamak doğru olmaz.


Allah’a emanet olun.

Yorumlar

Bizi Takip Edin