Milli Savaş Uçaklarımız Varken Neden Uçak Almak İçin Uğraşıyoruz?

 

Arkadaşlar selamun aleyküm. 

Türkiye S-400 bahanesiyle F-35 savaş uçağı programından çıkartılması ve ardından blok 70 serisi F-16 alım isteğininde ABD’de kongre engeline girmesiyle Eurifighter Typoon’a yöneldi. Fakat onu da alacağı meçhul. Çünkü ABD güdümündeki Almanya satışa sıcak bakmıyor. Kaldı ki Almanya 2019 yılında Suriye’nin kuzeyine yaptığımız Barış Pınarı harekatından sonra bile Suriye’de kullanılabilecek savunma sanayi ürünlerinin ihracatına onay verilmeyeceğini duyurmuştu. Tabi bizde Almanya’nın bu açıklamasıni gülerek izlemiştik. Yazık ki koca Almanya 1. Dünya savaşında omuz omuza savaştığı Osmanlı torunlarını iyi tanıyamamış. Neyse konumuza dönelim. Almanya’nın Eurofighter’ın satışına taş koyma durumuna İngiltere ve İspanya karşı çıkıyor ve Almanya’nın kendileri tarafından ikna edilebileceği haberleri geliyor. Olaya bizim açıdan bakıldığında da önce ABD’den F-35 ve F-16 alamayıp, ardından Almanya engeliyle sayesinde de Eurofighter ulaşamamak canımızı sıkıyor ve akıllara şu soru geliyor.

Biz neden savaş uçağı için kapı kapı geziyoruz? 

O kadar haberleri yapılan savaş uçaklarımıza ne oldu?

MMU Kaan, Hürjet ve Kızılelma bunlar nerede? Diyebilirsiniz. O zaman videonun ana fikrine geçelim.

Türkiye son yıllarda savunma sanayi alanında adeta devrim yaptı Özellikle de havacılık alanında. Türkiye sanki savaş uçağı alanında kendisine örtülü ambargo uygulanacağını önceden sezmiş gibi Kaan, Hürjet ve Kızılelmayı hazırladı. Tabi bu hazırlık kolay olmadı ve hazırlıklar tamamlanmış da değil. 1940’lı yıllardan beri jet motorlu savaş uçağı sektöründe olan ülkeleri 10-15 yılda yakalamak hiçte kolay değildi. 

İlk olarak MMU Kaan’dan bahsedelim. Geliştirme ve test aşamasında olan ve aralık ayında ilk uçuşunu gerçekleştirecek olan Kaan’nın 5. Nesil savaş uçağı olacağı bilinse de teknik özellikleri Tusaş tarafından paylaşılmadı. Üretilecek olan ilk 20 Kaan uçağı, ABD menşeli F-110 motoru ile uçacak. Fakat yazılımı milli olacak. Sonraki Kaan üretimlerinde 2028 yılında milli motor kullanılacak. Ve Kaan 2032 yılında envantere girecek. Motor demişken buraya bir dipnot ekleyelim. Türkiye F-110 motorunu lisans altında kendisi de üretebiliyor diyelim ve Hürjete geçelim.

İsmini Türk havacılık sektörünün kahramanı olan Vecihi Hürkuş’dan alan ve Geçtiğimiz mayıs ayında ilk uçuşunu yapan Hürjet 2025 yılında envantere girecek. Jet Eğitim ve Hafif Taarruz Uçağı olacak olan Hürjet, üstün performans özellikleri sayesinde muharebe alanında kritik rol oynayacak.

Hürjet’in silahlı varyantı, geniş görev yelpazesi ve üstün faydalı yük kapasitesi ile savaş alanlarında Türkiye’nin önemli bir gücü olacak. Hürjet’in motoru Kaan gibi önce yabancı menşeli olacak. Ardından yerli motora geçilecek. Kaan hava kuvvetlerinde stratejik görevleri üstlenecekken Hürjet, kara-hava görevlerine angaje olabilecek. 

Ayrica Hürjet’in F-16’ya denk bir uçak olabilmesi için belirli bir arge sürecinden geçmesi de gerekiyor. 

Son olarak Kızılelmaya geçelim.

Ürettiği Siha’’lar ile dünyayı sallayan gururumuz Baykar firması, 2024 yılında envantere girmesi planlanan Kızılelma içinde çalışmalarını sürdürüyor. Geçenlerde Solo Türk ve 6 adet F-5 savaş uçağından oluşan Türk Yıldızları ile kol uçuşu yapan Kızılelma bu uçuşuyla  dünya tarihine de geçti. Çünkü insanlı savaş uçakları ile kol uçusu yapan ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma oldu. 

Evet gelelim sonuca. Gördüğünüz gibi Türk havacılık sanayi büyük bir atağa geçti. Fakat bu atağın meyvelerini yiyebilmesi için yani milli uçakların envantere girip muharip görevler yapabilmesi için azami 8-10 yıla ihtiyacı var. Çünkü hazır olan uçağın envantere girmesi yetmiyor. Savaş alanında rüştünü ispatlaması ve yeteneklerini sahada göstererek eksiklerinin tamamlanması da çok önemli. Ayrıca herşeyiyle hazır olan uçağın seri üretime geçerek bir filoya dönüşmesi için de yine zamana ihtiyaç var. Çünkü kaliteyi bozmadan yılda en fazla 20-25 uçak hangardan çıkabilir. 230 ila 250 F-16’sı olan Türkiye’nin milli uçakları ile bir filoya sahip olabilmesi için bu planlanan takvim doğrultusunda gördüğünüz gibi 10 yıla ihtiyacı var. 

Ama hiç merak etmeyin Allah’ın izniyle hepsi hazır olacak. Hazır olduğunda da bizi kimse tutamayacak.

Allah’a emanet olun.