Çin'nın Wuhan merkezinden tüm dünyaya yayılan Covid-19 salgını bir türlü kontrol altına alınamayarak bir pandemiye dönüşmüştür. Tüm dünyada salgından dolayı hayatını kaybenler, karantinada kendini soyutlanyanlar, işsiz kalanlar, iflas edenler, psikolojisi bozulanlar vs. Tam bir kaos ve kargaşa ortamı. Buraya kadar tamam. Zaten herkes neler yaşandığını az çok biliyor. O yüzden bu kısmı uzatmaya gerek yok.
Benim dikkat çekmek istediğim konu, Covid-19 salgını tüm dünyada hızla yayılırken, hemen hemen her ülke ek tedbirler, yeni karantinalar, sokağa çıkma yasakları gibi uygulamalara giderken, hastalığın çıkış merkezi olan Wuhan ve Çin'de nasıl hayat bu kadar erken normale döndü anlayamıyorum.
Sizcede garip değil mi?
Şöyle ki Wuhan'nın nüfusu 11 milyonun üzerinde. Çin'in toplam nüfusu ise 1.439.254.06. Bu sayı dünya nüfusunun %18.49'una tekamül ediyor. Yani bu kadar insanın yaşadığı bir ülkede, böylesine bulaşıcı bir hastalık nasıl oluyorda bu kadar erken kontrol altına alınabiliyor. Üstelik bu salgından neredeyse tüm dünya kırılırken, ekonomiler batağa sürüklenirken, devletler umutlarını bilim insanlarının açıkladığı aşıya bağlarken Çin'de nasıl oluyorda hayat, aşıya gerek kalmadan neredeyse eski normale dönüyor.
Örneğin Çin'in başkenti Pekinde açık havada maske takmak mecburi değil. İnsanların neredeyse %97'si maske takıyor orası ayrı. Ama devlet nezdinde mecburi olmaması dikkat çekici. Ayrıca restoranlar, kafeler sinema salonları da faaliyetine devam ediyor. Hatta geçen ağustos ayında hastalığın çıkış merkezi olan Wuhan'da medyaya yansıyan havuz partisi görüntülerini de hatırlayın derim.
Demem o ki görünen köy kılavuz istemez. Tüm dünya salgının sıkıntılarıyla boğuşurken Çin'de olan biten şeyler akla ve mantığa aykırı geliyor. Vaka sayılarında da neredeyse yok çeken Çin, aşağı yukarı 15-20 kişi civarı yeni vaka tanısı koyuyor. Üstelik yeni vakaların ezici çoğunluğunun da yurt dışı kaynaklı olduğunu söylüyorlar. Yani artık Covid-19 salgını bizim değil sizin sorununuz demek gibi bişey bu.
Şimdi manzara ortada. Bu manzaraya bakınca insanın aklına türlü türlü hinlikler gelmiyor değil. Hatta bazıları komplo teorisi bile sayılabilir. Ama korkmayın salgın diye bişey yok hastalık yalan falan demeyeceğim. Öyle bir iddiamda yok. Tam tersine salgın var. Virüs var. Fakat ortada da bazı dolaplar dönüyor diye düşünüyorum.
Bu konuyu biraz açalım ve Çin üzerinden giderek neticeye varmaya çalışalım.
Öncelikle salgının başlangıcına gidelim. 2019 Aralık ayında Wuhan kentinde bir balıkçı tezgahından ölümcül bir virüsün peydahlandığı ve insandan insana bulaştığı haberi yayılıyor. Sonra özellikle sosyal medya vasıtasıyla tüm dünya bundan haberdar oluyor. Ardından virüs kapmış insanların inşaat kütüğü gibi yere düşüp aniden öldüğü görüntüleri servis ediliyor. İnsanlar karantinaya alınıyor. Karantinaya uymayanların evlerinin kapılarına kaynak dahi yapılıyor.
Bu görüntüleri hayretle izleyen bizlerse, virüs neyseki bizim ülkede görülmedi diye biraz içimiz ferahlıyor. Ayrıca nasıl olsa tedavisi bulunur ya da bir şekilde hallolur diye çokta aldırış etmiyoruz. Ardından virüs tüm dünyaya yayılarak bir pandemiye dönüşüyor. Ve nihayetinde takvimler Mart ayını gösterdiğinde Türkiye'de ilk vaka tanısı konduğu haberi ilan ediliyor. Bundan sonra salgın Türkiye dahil hiç bir ülkede tam manasıyla kontrol altına alınamıyor.
İşin ilginç yanı da bundan sonra başlıyor. Çin salgının etkilerinden yaz aylarından itibaren kurtulmaya başlarken, Çin hariç tüm ülkeler umutlarını aşıya bağlamak zorunda kalıyor. Çünkü nasıl tedbir alınırsa alınsın tam manasıyla neticeye varılamıyor.
Şimdi burada insanın aklını bir kaç soru tırmalamıyor değil.
Çin Covid-19 virüs salgınında tedbirleri sıkı tuttuğu için mi iyi sonuç aldı?
Yoksa sadece Çin'nin bildiği özel bir şeyler mi var?
Bu ikinci sorduğum soru bu aralar herkesin dilinde. Yani yaklaşık 1.5 milyarlık koca Çin aşıya dahi gerek duymadan salgını nasıl bitirdi?
Bununla ilgili bir çok komplo teorisi var aslında. Fakat şuan elimde elle tutulur bir delil olmadığı için bu böyledir diye kesin konuşamıyorum. Çünkü söylediklerimden en azından vicdanen sorumluyum. Takipçi kazanmak ya da dikkat çekmek için yalan söyleyecek halimde yok. O yüzden burda mikrofonu size uzatmak istedim.
Size iki sorum var.
1.Soru: Sizce tüm dünya Covid-19 salgınına karşı yaklaşık 10-11 aydır çare bulamamışken, hastalığın çıkış merkezi olan Çin bu işi 7-8 ayda nasıl başardı?
2.Soru: Sizce Covid-19 salgını global güçlerin dünyayı kaosa sürüklemek için planlı bir tezgahı mı?
Yorumlarınızı bekliyor olacağım. Hatta komplo teorileriniz varsa onları da yazmayı unutmayın.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yazı ile alakalı yorum yaparak değerli fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler.