Büyük Randevuya Hazır Mısın?

Bilsem nerede saat kaçta tabutumun tahtası bilmem hangi ağaçta.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek

Saat,randevu



Hazır mısın büyük randevuya?

Sevdiklerinden ayrılmaya, vedalaşamadan bırakıp gitmeye.

Hazır mısın? Nokta koyup ardına bakamadan devam etmeye, gidip bir daha geri dönmemeye.

Hazır mısın? Bavulunu almadan yolculuğa çıkmaya, en sevdiğin beyaz elbisenle el sallanmadan uğurlanmaya.

Hazır mısın? Meçhule giden bir gemiye binmeye, demir alıp son seferini seyreylemeye.

Hazır mısın? Son duşunu uykuda alıp omuzlara alınmaya, yeni istirahatgarında bir daha ki alarma kadar deliksiz uyumaya.

Hazır mısın? Yeni evinde kör karanlıklarda ağırlanmaya, ziyaretine gelenleri uyuyarak karşılamaya.

Hazır mıyız peki? Bence değiliz. Hazır olup olmadığımızı öğrenmek ister misiniz? Bir gün dışarı amaçsızca çıkın ve insanları izleyin. Gündelik yaşam trafiğinde sağa sola koşuşturan insanların gözünden hayata bakmaya çalışın. Ne göreceğinizi söyleyeyim mi? Bir saniye sonrasına bile garantimiz olmayan şu hayatta hepimiz hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz.

Aramızdan her gün birileri ayrılıyor. Her gün de aramıza yeni birileri katılıyor. Gidenler niye gidiyor? Gelenler niye geliyor? Kalanlar neden kalmaya devam ediyor? Bunu hiç kendimize sorduk mu? Bu dünyada ki yaşama gayemiz nedir? Sadece yiyip içip gezmek için mi dünyaya geldik?

Bir büyüğümüzün dediği gibi,

Bu dünyaya sadece yiyip içmek için geldiysen öküzden farkın ne!!!

Biraz abes ama gerçek.

Hayatımız akıp gidiyor öyle değil mi? Yıllar yılları kovalıyor. Kaç yaşımıza geldik farkına varmadan. Baya büyümüşüz değil mi? Ama arkamıza dönüp baktığımızda küçük film karelerinden başkasını hatırlayamıyoruz. Hızlı yaşıyoruz yada zamanın hızlı geçmesini istiyoruz. Oysa geçen zaman değil, ömürmüş anlamıyoruz.

Ölüm yaklaşıyor. Belki şimdi, belki birazdan, belki de uzun yıllar sonra bilinmez. Ama bilinen bir şey var ki ölüm bize yaklaşıyor. Biz yaklaştığını bildiğimiz ama hiçbir zaman kendimize ölmeyi yakıştıramadığımız için yok saysak bile.

Bulmak şiirinin son iki mısrasında da dediği gibi,

Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.

Değerli dostlar bugün içimden nedense ölüm gerçeğini kaleme almak geldi. Çünkü hayatta ki en hakiki gerçek hiç şüphesiz ölümdür. Peki bu hayatta ki en hakiki gerçek ölüm ise neden ölümü görmezden gelircesine yaşıyoruz?

Yoksa ölümü acı bir son olarak gördüğümüz için mi?

Oysa ölüm, sonsuzluk yolunda mola verdiğimiz dünya denen gezegenden ayrılarak yolumuza kaldığımız yerden devam etmektir.

Her şeyin gelip geçici olduğu, onca çaba ve emekle kazandığımız varlıkların aslında hiç bir zaman sahibi değilde emanetçisi olduğumuzu anlayabilecek olgunluk ve feraset sahibi olmamız dileğiyle.

Sevgiler, saygılar, selamlar.



Yorumlar

  1. Amin diyerek başlıyorum. Üstadın mükemmel ifadelerinden sonra, benim de sizin gibi düşündüğümü bilmenizi isterim. 'Yaşamın özlemidir ölüm'diye bir şiir yazmıştım. Ölüm bu dünya hayatı için en büyük ve değerli bir gerçek. Zira ölememek de var... Onu özletecek kadar uzun süren hayatlar, acılardan çaresiz bir hâlde onu beklemek de var. Allah her şeyin hayırlısını versin. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Değerli yorumlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Dediğiniz gibi bazen ölüm kurtuluş olabiliyor. ALLAH dert ve keder vermesin. Bahsettiğiniz ölüm şiirini bana özelden gönderirseniz mutluluk duyarım.

    YanıtlaSil
  3. Sen plan yaparken hayatta kendi planlarını yapar... Ölüm nefesimiz kadar yakınken hala debelenip duruyoruz. Elinize saglik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru hayatında planları var. Biz kendi planlarımıza odaklanıyoruz sadece. Ama oyun kurucu biz değil hayatın kendisi. Teşekkür ediyorum:)

      Sil
  4. Hayatta her şeye hazırlıklı olmak gerek.Bu durumu içselleştirmek önemli.Güzel bir yazıydı.Alınacak çok ders var.Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncelerinizi paylaştığınız için ben teşekkür ederim.

      Sil
  5. Hazır değilim gerçekten. Bende insanları izlemeyi çok severim. Mekanik bir şekilde ilerliyor gibi geliyor hareketlerimiz. Aslında en mühimi iyi insan olabilmek. İyi insanlar hazırdır hem yaşamaya hem ölüme. Kaleminize sağlık, güzel bir yazıydı.

    YanıtlaSil
  6. Teşekkürler değerli yorumlarınızla renk kattınız.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yazı ile alakalı yorum yaparak değerli fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler.

Bizi Takip Edin